10 Haziran 2020 Çarşamba

Öğrendim ki

Öğrendim ki
Öğrendim ki… Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki… Güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak bir dakika.

Öğrendim ki… Hayatında nelere sahip olduğun değil kiminle 
olduğun önemli…

Öğrendim ki… İnsanların başına ne geldiği değil o durumda ne yaptıkları önemli…

Öğrendim ki… Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki… ‘Bittim’ dediğin andan itibaren pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki… Sen tepkilerini kontrol edemezsen tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki… Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki… Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki…Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki… İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir…

Öğrendim ki… Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki… Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!

Öğrendim ki… Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok. Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Öğrendim ki… Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.

Öğrendim ki… Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki… Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki… Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki… İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki… Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Öğrendim ki… Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor..

Ataol Behramoğlu

Olumlu Yaklaşım

olumlu yaklaşım
Nereye baktığınız o kadar önemli değil, oraya nasıl baktığınız önemli. Çünkü hayat, niyete göre şekillenir. Ve baktığınız yerde olanı değil, görmek istediğinizi görürsünüz.
Bu anlamda hayata olumsuz bakan olumsuzluklardan oluşmuş bir hayatla karşılaşır. Tabi” ki yaşam ona zehir olur. Bu bir hastalıktır, ama yenilmesi mümkün bir hastalıktır.
Şimdi hayatımıza olumlu yaklaşım ile bakmaya çalışalım:
* Hayat aslında güzeldir, ancak dikkatsiz, duyarsız ve duygusuz yaşadığımızdan güzellikleri ıskalıyoruz.
* Ne güzelliklere özen gösteriyoruz, ne ayrıntılara dikkat ediyoruz, ne de elimizdeki artıları görmek için çabalıyoruz.
* Düşünün lütfen: Sabah uyandığımızda hangimiz, bize o günü de yaşama şansı vereni hatırlayıp şükrediyoruz?
* Kaçımız, “Bugün çok özel, çok güzel bir gün, çünkü ben bugün de yaşıyorum” deyip neşeyle kendimizi kutluyoruz?
* Hadi bugün bilinçli yaşayalım...
* Herkesin bugünü yaşama şansı olmadı, dün gece binlerce kişi öldü; biz ise yaşıyoruz.
* Ayrıca ağrılar içinde kıvranmadığımız için de çok şanslıyız.
* Önce uykudan uyanalım. Rengarenk bir gökkuşağına dönüşmek istiyorsak hemen dönüşelim, aya ulaşmak istiyorsak derhal ulaşalım; bilirsiniz ya, hayallerin sınırı yoktur; gerçekte yapamadığınız her şeyi hayalimizde yapabilirsiniz.
* Bu kadar tembellik yeter, artık yataktan çıkalım. Lavaboda dişlerimizi fırçalarken aynaya bakıp kendimizi sevelim...
* Biz kendimizi sevmezsek, başkaları bizi niçin sevsin?
* Hem neden kendimizi sevmeyecekmişiz? Biz ALLAH’ın müstesna eserleriyiz.
İnancınız varsa umudunuz da olacak...
* Umudumuz olunca korkmayalım; inanalım ki, imkânlarımız ve fırsatlarımız da olacaktır.
* Pencereyi açıp nemli sabah meltemini, hayatı içimize çeker gibi, soluklanalım. Soframızda pastırma-sucuk yoksa ne gam; soframızdakini bulamayanlar da var, şükredelim.
* Kapıdan çıkarken eşimizi öpmeyi unutmak yok, işten telefon etmeyi de...
Keyifsizim öpemem. Hem ne telefonu, kontür ücretlerinden haberin var mı?
* Sorunlarımız elbette olacak. Sorunsuz insan, sorunsuz cihan olmaz, ama hiç bir sorun kıyamete kadar da sürmez. Bir şekilde çözülür.
* Başınızı dik tutun, ufka doğru bakın: Çiçekler, kelebekler, deniz, rüzgâr, güneş ve her şey... Gözlerinizin önünde sergilenen her şey sizin huzur ve mutluluğunuz için yaratıldı. Siz çok özelsiniz. Ve çok da şanslısınız.
* Herkes hayata kendi yürek penceresinden bakar ve sadece görmek istediğini görür.
Hayata olumlu bakan, olumlu bakıştan üreyen umut ve cesaretle daha atak, daha cesur, daha moralli oluyor. O zaman sorunların üstesinden daha rahat geliyor.
Sorunları bahane ederek mutsuzluğa ve umutsuzluğa kilitleniyoruz...
Oysa çözümü olan her sorun “küçük sorun”dur. Aslında ölüm dışındaki tüm sorunlar küçüktür! Bunu gerçekten büyük ve çözümsüz problemlerle karşılaştığımız zaman anlarız.
Ben öyle bir çaresizliği soluk soluğa yaşadım. Gördüm ki, o zamana kadar beni mutsuz eden, rahatsız eden pek çok sorun, aslında sorundan sayılmazmış; hattâ bazıları mutluluk kaynağı bile olabilirmiş. Mutluluk kaynağı bile olabilecek anları soruna dönüştürüp kısacık ömrümü ziyan ettiğim günlerine yandım. Şimdi telâfi etmeye çalışıyorum.
Bilin ki, her şey telâfi edilebilir. Telâfisi imkânsız tek şey var: Ölüm. Yaşıyorsak sorun yok! Nasılsa çözeriz. Nasılsa telâfi ederiz.
Yine de sorunların sonu gelmez. Biri bitince öbürü başlar. Önemli olan problemlere hapsolmamak, hayata olumlu yaklaşmak ve mutlu anları yakalamaya çalışmaktır.
Bunları niçin yazıyorum, mutluluk ve umut insanın karnını doyurur mu? Evet dostlarım, doyurur. Çünkü mutluluk moral ve umut verir.
“Bunlar neye yarar?” derseniz;
* Düşünmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* İlâhi” bir armağan olan doğal güzellikleri görüp idrak ederek hamd etmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Çocuklarımıza ilgi göstermek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Yeni yatırımlar yapıp üretmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Başarmak için, kazanmak için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Karnımızı doyurabilmek için morale ve umuda ihtiyacımız var...
* Kısacası, yaşamak ve sevmek için morale ve umuda ihtiyacımız var.

HAYATTA HİÇ BİRŞEY TESADÜF DEĞİLDİR

HAYATTA HİÇ BİRŞEY TESADÜF DEĞİLDİR
Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorsanız, siz de benim gibi bu yazıyı çok seveceksiniz ve kendinizden birseyler bulacaksiniz....


" Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz.

Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremezsiniz; belki oda arkadaşınız, komşunuz, profesörünüz, uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınız, sevgiliniz ya da belki de sadece göz göze geldiğiniz bir yabancı...

Her kim olursa olsun, o kader anında hayatınızın bir biçimde etkileneceğini bilirsiniz. Bazen de hayatınızda öyle olaylar yaşarsınız ki; o anda bu olaylar size korkunç, acı dolu, haksız gibi görünür.

Ancak fırtına dindikten sonra; bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydınız, asla potansiyelinizin, gücünüzün, azminizin ve yürekliliğinizin farkına varamayacağınızı anlarsınız.

Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır. Hiçbir şey tesadüfen, kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez. Hastalık, yaralanma ve deneyimsizlikler, ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır.

İster olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu küçük testler olmasaydı hayat hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi. Güvenli ve rahat, ancak boş ve amaçsız...

Yaşamınızı, başarılarınızı ve düşüşlerinizi etkileyen insanlar, kimliğinizi yaratan insanlardır. Kötü deneyimler bile birilerinden öğrenilebilir. Bu dersler en zor, ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır.

Eğer biri sizi kırar, ihanet eder ya da üzerse, size güveni ve kalbinizi açtığınız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları AFFEDIN.

Eğer biri sizi severse, siz de bunun karşılığında onu KOŞULSUZ sevin; sadece onlar sizi sevdiği için değil, size sevmeyi ve onlar olmadan göremeyeceğiniz ya da hissedemeyeceğiniz şeylere kalbinizi ve gözlerinizi açmanızı öğrettikleri için.

Her günün tadını çıkarın. Her anın değerini bilin ve belki de tekrar yaşayamayacağınız bu andan alabileceğiniz en fazla şeyi almaya bakın.SİMDİ'nin Gucunu iliklerinize çekin.

Daha önce hiç konuşmadığınız insanlarla konuşun, ONLARI DİNLEYİN, aşık olun, zincirlerinizi kırın; YARGILAMAYIN ve gözünüzü zirveye dikin.

Başınızı DİK tutun, çünkü bunun için her türlü hakkınız var. Kendinize büyük bir insan olduğunuzu tekrarlayın ve kendinize İNANIN. Eğer kendinize inanmazsanız, hiç kimse size inanmaz.

Hayatınızı nasıl istiyorsanız öyle şekillendirebilirsiniz. Kendi özgün yaşamınızı yaratın, dışarı çıkın ve onu yaşayın!"

Oyunun kurallari şudur: " Bilmek, kabullenmek, bağışlamak, dengelemek ve kendini sevgiyle acmak" OYUN BİTTİĞİNDE ŞAH VE PİYON AYNI KUTUYA KONULUR...

27 Kasım 2019 Çarşamba

21 Günlük Mucize

Yüzde Yüz Etkili 21 Günlük Bu Ritüelle Hayatınıza Mucizevi Kapılar Açacaksınız… Söylemesi Benden Yapması Sizden…
Hayatımızda bazı dönemler olur her şey ters gider. Kendimizi mutsuz, huzursuz, yorgun ve sinirli hissederiz…

İş iyi gitmiyordur ya da işten çıkarılmışızdır…

Sevgiliyle ,eşle ara bozuktur…

Eski sevgiliniz ne yapsanız sizi affetmiyordur…

Sağlık yerler de sürünüyordur…

Para sıkıntısı iyiden iyiye baş göstermiştir…

İşte bu belirtiler varsa uygulamanız gelen ritüel bende…

21 Günlük Ritüel…

Hemen kocaman bir cam bardak alıyorsunuz içine bolca su

Bir çay kaşığı elma sirkesi,

Bir çay kaşığı tuz koyuyorsunuz ve sabahtan yatağınız altına bu karışımı koyarken şu sözleri tekrarlıyorsunuz…

”Üzerimdeki tüm ağırlıkların, negatiflerin, kem gözlerin bu bardakta toplanmasına niyet ediyorum… niyet ediyorum… niyet ediyorum…”

Ve her sabah bu karışımı alıp lavaboya döküyorsunuz ve dökerken ”artık tüm yollarımın açılmasını seçiyorum…seçiyorum…seçiyorum” diyerek döküyorsunuz…

Ve yeni bardağı hazırlayıp yatağınız altına koyuyorsunuz…

Ve bunu 21 gün boyunca yapıyorsunuz…

Sonra önünüze açılan hayırlı kapılardan içeriye şansla, mutlulukla, huzurla, bereketle, kavuşma enerjisiyle giriyorsunuz…

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Not 1: Yatağınız bazalıysa odanın her herhangi bir yerine koyabilirsiniz…

Not 2: 21 gün boyunca her sabah su, tuz, elma sirkesi karışımını dökülüp tazelenmesi gerekiyor

Not 3: Hangi mekanda başladıysanız orada bitirilmesi gerekiyor

10 Nisan 2019 Çarşamba

İZLENİMCİLİK EMPRESYONİZM

“İzlenimcilik” olarak da bilinir.19. yy.ın ikinci yarısında FRANSA’da oluşmuştur. Resim tarihindeki sürekli yeniliklerin hareket noktası sayılır. Empresyonizme göre, açık havada bulunan eşyaların renk görünümleri günün her saatinde değişir. Örneğin, ağaçların yeşil rengi öğle üzeri daha parlak, daha canlı görüldüğü halde, akşama doğru koyu renkte ve donuk görünür. Bu akımın kurucuları, atölye çalışmalarından çok, açık havada çalışmaya önem vermişlerdir. Çünkü aradıkları canlı ve temiz renkleri, gün ışığının parlaklığında bulmuşlar, koyu ve karanlık renklere resimlerinde yer vermemişlerdir. Renk, ya olduğu gibi ya da değerini düşürmeyen başka bir renkle karıştırılmıştır. Işıklar sarı, turuncu, kırmızı tonlarında aranmış, gölgelerde, bunların zıtları olan mavi, mor ve yeşille boyanmıştır. Empresyonizmin kurucusu Edouard Menet' dir.
Temsilcileri ise :
Edouard Manet, Claude Monet, Camille Pissarro, Georges Seurat, Paul Signac, Vincent Van Gogh, Paul Gaugin, Paul Cezanne, Edgar Degas, Henri De Toulosue-Lautrec, PıerreAugust Renoir’dir.

29 Mart 2019 Cuma

Statik Elektrik ve Zararları

Statik elektrik farklı yüklerle yüklü olan cisimlerin birbirine tekrar temas etmesi sonucu ortaya çıkar. Yüklü iki bulutun birbirine teması yıldırımı meydana getirir. Diğer yüklü cisimlerin birbirine temasında da ark ve küçük çarpılmalar durumu bazen bir cisme dokunduğunuzda ya da baĢka biri ile tokalaĢtığınızda yaĢayabilirsiniz. Bu çarpılmanın nedeni dokunulan cisim ya da kiĢinin sizden zıt yükle yüklü olması ve temas ile bu yüklerin boĢalmasıdır.

Statik elektrik görünüĢte zarar vermeyecek bir elektrik türü olarak düĢünülse de aslında oldukça büyük zararlara neden olabilir. Yüklenme sonrasında temas ile yük boĢalmaları endüstri ve ticari alanlarda ciddi zararlara neden olabilmektedir. Yük boĢalması sırasında oluĢan ark ve kıvılcımlar yangınlara sebep olabilir. Yine elektronik ve bilgisayar alanında bu yükler cihazların zarar görmesine ve bozulmasına sebep olabilir. Yük boĢalması ile cihazları oluĢturan parçaların arızalanması ve çalıĢmaz hâle gelmesi mümkündür.

Donanım birimlerinin statik elektriğe karĢı korunması için yüklü olma durumlarında yükü boĢaltmayı ortadan kaldıracak Ģekilde muhafaza edilmeleri ya da yüklenmeye neden olmayacak Ģekilde montaj yapılması ve kullanılması gereklidir.
Kasaya ve çalıĢma alanlarına montajda iletken olmayan montaj vidaları kullanılmalıdır. Parçalar metal olmayan ya da yüklenmelerine engel olacak Ģekilde muhafaza edilmelidir. Bunun için antistatik koruma sağlayan ambalajlar ya da özel kaplama malzemeleri satın alma esnasında donanım birimleri ile verilmektedir. 

Statik elektrikten korunmak için çalıĢma alanında topraklama sağlanmalıdır. Topraklama gerilim altında olmayan bütün tesisat kısımlarının, uygun iletkenlerle toprak içerisine yerleĢtirilmiĢ bir iletken cisme (elektrot) bağlanmasıdır. Topraklama sayesinde cihaz üzerindeki kaçak akımlar ve statik elektrik toprağa akacaktır ve böylece elektrik dalgalanmalarından ve statik elektriğin zararlarında korunma sağlanacaktır.
ÇalıĢma ortamında çalıĢtığımız aletlerin ve kullandığımız malzemelerin yüklenmeye neden olmayacak Ģekilde kullanılması ve muhafaza edilmesi gereklidir. Araç ve gereçler çok defa bizi yüksek gerilimden koruyacak Ģekilde yalıtkan malzeme ile kaplıdır. ÇalıĢma ortamındaki yüklenebilecek cihaz ya da malzemelerin topraklama ile yüklenmesi önlenebilir.
Bunun için yer döĢemeleri çalıĢma masası ya da alanı antistatik malzemeden seçilebilir. ÇalıĢma esnasında giyilen kıyafetler antistatik ürünler olabilir.

Statik elektrik sürekli hareket hâlinde olduğumuz için biz insanların da yüklenmesine neden olur ve gün boyu pek çok yerde bu yüklenme ve yük boĢalmaları ile karĢılaĢabiliriz. Donanım birimleri ile temas ya da kullanma öncesinde vücuttaki statik yükün boĢaltılması önemlidir. Aksi takdirde bu yük çalıĢtığımız parçalar üzerinden boĢalma yapabilir ve bu parçalara zarar verebilir. Bu yükü boĢaltmak için çalıĢma öncesi toprağa temas eden zeminlere dokunarak yükü atabiliriz. Bunun için kalorifer petekleri, su boruları, çeĢme ya da duvar uygun bir alan teĢkil edebilir. Yine çalıĢma esnasında yüklenme durumuna karĢı statik elektrik oluĢumunu engelleyen antistatik eldiven kullanılabilir.

Günlük hayatımızda pek çok yerde (elektrik Ģebekeleri, aydınlatma, haberleĢme ağları, evimizdeki kablolar ve elektrikli aletler vb.) manyetik alanlar oluĢmakta ve bizi etkilemektedir. Bu alanlar insan sağlığı ile ilgili olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu alanların etkilerinden korunmak için manyetik alan oluĢan yerlerden mümkün oldukça uzak çalıĢmak ve durmak gerekir. Yakın olduğumuz zamanlarda ise süreyi mümkün olduğu kadar kısa tutmak iyi olabilir. Bilgisayar baĢında çok çalıĢmak, televizyon ve elektronik aletlere yakın durmak, ev içi ve Ģehir elektrik Ģebekelerine çok yakın durmak bizim manyetik alandan etkilenmemize neden olacaktır.

İSG Yönetmelikleri

isg
• Alt İşverenlik Yönetmeliği
• Asansör Yönetmeliği
• Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
• Askeri İşyerleri ile Yurt Güvenliği İçin Gerekli Maddeler Üretilen İşyerlerinin Denetimi, Teftişi ve Bu İşyerlerinde İşin Durdurulması Hakkında Yönetmelik
• Balıkçı Gemilerinde Yapılan Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
• Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği
• Basit Basınçlı Kaplar Yönetmeliği
• Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik
• Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik
• Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik
• Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik
• Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
• Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik
• Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik
• Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği
• Çalışma Hayatına İlişkin Üçlü Danışma Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik • Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 33
• Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelik
• Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik
• Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
• Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği
• Elektrik ile İlgili Fen Adamlarının Yetki Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik
• Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği
• Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği
• Elektronik Tebligat Yönetmeliği
• Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği
• Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırmayan İşverenlerden Tahsil Edilen İdari Para Cezalarını Kullanmaya Yetkili Komisyona Dair Yönetmelik
• Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik
• Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Yönetmelik
• Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği
• Haftalık İş Günlerine Bölünemeyen Çalışma Süreleri Yönetmeliği
• Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği
• Hijyen Eğitimi Yönetmeliği
• İlkyardım Yönetmeliği
• İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği
• İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
• İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuarlar Hakkında Yönetmelik
• İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği
• İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği
• İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği
• İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik
• İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik
• İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği
• İşçi Ücretlerinden Ceza Olarak Kesilen Paraları Kullanmaya Yetkili Kurulun Teşekkülü ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik
• İşkolları Yönetmeliği
• İş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik
• İş yeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik
• İş yeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
• İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik
• İşyerlerinde İşin Durdurulmasına Dair Yönetmelik
• Kadın Çalışanların Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik
• Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
• Kanserojen veya Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
• Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik
• Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
• Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik
• Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği
• Konut Kapıcıları Yönetmeliği
• Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği
• Makina Emniyeti Yönetmeliği
• Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik
• Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği
• Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik
• Sağlık ve Güvenlik İşaretleri Yönetmeliği
• Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği